Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

başka bir deyişle

  • 1 başka bir deyişle

    adv. in other words, alias

    Turkish-English dictionary > başka bir deyişle

  • 2 başka bir deyişle

    ango

    Türk-Kürt Sözlük > başka bir deyişle

  • 3 başka bir deyişle

    in other words

    İngilizce Sözlük Türkçe > başka bir deyişle

  • 4 başka

    1. pron ander-; verschieden (-den von);
    başka başka unterschiedlich, verschieden;
    başka (bir) arzunuz? sonst noch einen Wunsch? başka bir deyişle anders gesagt, mit anderen Worten;
    başka biri(si) ein anderer; etwas anderes;
    onun başka işi yok mu? hat er denn nichts zu tun?, was mischt er sich ein?;
    başkaları andere (Leute);
    bize başka ne lazım was brauchen wir noch? başka sefer(e) ein andermal;
    başkası ein(e) andere(r), etwas anderes;
    2. präp -den başka außer D;
    bundan başka außerdem

    Türkçe-Almanca sözlük > başka

  • 5 bir başka deyişle

    in other words

    Turkish-English dictionary > bir başka deyişle

  • 6 другими словами

    başka bir deyişle

    Русско-турецкий словарь > другими словами

  • 7 به عبارتی ديگر

    başka bir deyişle

    Farsça-Türkçe sözlük > به عبارتی ديگر

  • 8 in other words

    başka bir deyişle
    * * *
    bir başka deyişle

    English-Turkish dictionary > in other words

  • 9 in other words

    baska bir deyisle, yani

    English to Turkish dictionary > in other words

  • 10 другой

    1) врз başka; diğer, öteki

    он друго́й челове́к — o, başka adamdır

    он сейча́с рабо́тает в друго́м ме́сте — şimdi başka bir yerde çalışıyor

    возьми́ друго́й руко́й — öteki elinle tut

    переводи́ть с одного́ языка́ на друго́й — bir dilden diğerine çevirmek

    кто́-то друго́й — başka / diğer biri

    соверше́нно друго́й — bambaşka

    на другом берегу́ — karşı / öteki kıyıda

    2) (второй, следующий) ertesi; gelecek

    на друго́й день — ertesi gün

    в друго́й раз — gelecek sefer, bir dahaki sefere

    3) → сущ., м başkası; öteki(si), öbürü

    всю Москву́ объе́дешь - друго́го тако́го не найдёшь (о чём-л.)Moskova'yı fırdolayı gezsen bir eşine rastlamazsın

    4) (друго́е) → сущ., с başka şey

    друго́го быть не мо́жет — bundan başkası olamaz

    5) (други́е) → сущ., мн. başkaları; eloğlu

    забо́титься / ду́мать о други́х — başkalarını düşünmek

    жить за счёт други́х — başkalarının sırtından geçinmek

    ты на други́х посмотри́! — eloğluna baksana!

    ••

    э́то друго́е дело — o başka

    тогда́ друго́е де́ло — o zaman iş değişir

    други́ми слова́ми — başka bir deyişle

    и тот и друго́й — (her) ikisi de

    ни тот ни друго́й — ne biri ne öteki / diğeri

    ни тот ни друго́й ничего́ не по́няли — ikisi de bir şey anlamadı

    и в том и в друго́м слу́чае — her iki halde de

    с друго́й стороны́ — öte / diğer yandan

    Русско-турецкий словарь > другой

  • 11 anders

    anders ['andɐs] adv
    başka ( als -den), ayrı ( als -den); ( unterschiedlich) değişik ( als -den); ( im Gegensatz) farklı ( als -den);
    \anders ausgedrückt başka bir deyişle;
    \anders denkend farklı düşünen [o görüşe sahip olan];
    \anders Denkender farklı görüş sahibi;
    jemand \anders bir başkası, başka birisi;
    \anders ( als jd) gesinntRR sein (birinden) ayrı görüşte olmak;
    sie sieht \anders aus als ihre Schwester görünüşü kız kardeşinden farklıdır;
    ich habe es nicht \anders erwartet bunu [o onu] başka türlü beklemiyordum;
    es geht nicht \anders başka türlü olmaz;
    so und nicht \anders böyle olur da başka türlü olmaz;
    es war nicht \anders möglich başka türlü olamazdı [o olmadı];
    ich habe es mir \anders überlegt ben fikrimi değiştirdim;
    wie sollte es auch \anders sein? başka nasıl olabilirdi ki?;
    \anders als sein Bruder, ... erkek kardeşinden değişik olarak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > anders

  • 12 anders

    anders adv başkaca, başka türlü;
    anders als -den başka;
    anders denkend başka (türlü) düşünen;
    anders gesagt başka (bir) deyişle;
    jemand anders başka bir kimse;
    anders werden değişmek;
    bei pron wer anders? başka kim?

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > anders

  • 13 иной

    diğer
    * * *
    1) ( другой) başka

    ины́ми слова́ми — başka bir deyişle

    2) ( некоторый) kimi, bazı

    ины́е лю́ди э́того не зна́ют — kimi insanlar bunu bilmez

    3) → сущ., м kimi, bazısı

    ино́й э́того не поймёт — kimi (kişi) bunu anlamayabilir

    ••

    ино́й раз — kimi kez

    не что ино́е, как... —......dan başka bir şey değil

    не кто ино́й, как... —......dan başkası değil

    тот и́ли ино́й — şu ya da bu

    Русско-турецкий словарь > иной

  • 14 говорить

    konuşmak; söz etmek,
    bahsetmek; görüşmek; söylemek,
    demek,
    dile getirmek; ifade etmek; kanıtlamak,
    göstermek
    * * *
    несов.; сов. - сказа́ть
    1) тк. несов. konuşmak

    говори́ть по-ру́сски — Rusça konuşmak

    ребёнок ещё не говори́т — çocuk daha konuşamıyor

    2) (что-либо, о ком-чём-л.) söz etmek, bahsetmek; laf etmek; konuşmak, görüşmek; söylemek; demek; dile getirmek

    говори́ть о поэ́зии — şiirden söz etmek / bahsetmek

    говори́ть пра́вду — doğruyu söylemek

    что он говори́т? — ne diyor?

    он не даст тебе́ говори́ть об э́том — sana bundan laf ettirmeyecek

    е́сли говори́ть конкре́тнее... — daha somut konuşursak...

    как я уже́ говорил — söylediğim / arz ettiğim gibi

    в э́том стихотворе́нии поэ́т говорит о любви́ к ро́дине — bu şiirde ozan vatan aşkını dile getiriyor

    а́втор говорит об э́том слова́ми одного́ из персона́жей своего́ расска́за — yazar bunları / bunu öyküsünün bir kişisine söyletiyor

    хорошо́ говори́ть о ком-л.biri için iyi söylemek

    бо́льше мне о нём не говори́! — bir daha açma bana onun lafını!

    я то́же хочу́ ко́е-что сказа́ть — benim de söyleyecek birkaç sözüm var

    он тако́е сказа́л, что... — öyle bir laf attı ki...

    он веле́л сказа́ть, что его́ нет до́ма — kendisi için evde yok dedirtti

    вы что́-то сказа́ли? — bir şey mi buyurdunuz?

    вы что́-то хоте́ли сказа́ть? — bir şey mi diyecektiniz?

    он ничего́ не сказа́л — bir şey demedi; sesini çıkarmadı

    3) тк. несов. ( разговаривать) konuşmak; söz etmek

    кто (э́то) говори́т? — konuşan kim?

    мы с ним говори́ли и об э́том де́ле — onunla bu işi de konuştuk / görüştük

    на эту те́му мы не говори́ли — bu konudan söz etmedik, bu konuyu konuşmadık

    ты говори́л с дире́ктором? — müdürle görüştün mü? / konuştun mu?

    он уже́ год с на́ми не говори́т — bizimle bir yıldır konuşmuyor

    4) тк. несов., в соч.

    говоря́т — diyorlar ki

    говоря́т, он уе́хал — gitmiş (diyorlar)

    5) тк. несов. ( свидетельствовать) ifade etmek, göstermek, kanıtlamak

    э́то ни о чём не говори́т — bu bir şey ifade etmez

    ра́зве э́тот факт вам ни о чём не говори́т? — bu gerçek size hiç bir şey anlatmıyor mu?

    о чём говоря́т э́ти ци́фры? — bu rakamlar neyi ifade ediyor?

    э́то говори́т в твою́ по́льзу — bu senin lehine (bir puandır)

    ••

    говори́т Москва́ — радио burası Moskova

    что ты говори́шь?! — deme! sahi mi?

    и не говори́! — sorma!

    что ни говори́ — ne dersen de

    что я вам говори́л! — size dememiş miydim?

    не говоря́ (уже) о... —...bir yana

    ина́че говоря́ — başka bir deyişle

    точне́е / верне́е говоря́ — daha doğrusu

    по пра́вде говоря́ — doğrusu

    открове́нно / че́стно говоря́ — açıkçası istenirse

    назва́ние говори́т само́ за себя́ — adı üstünde

    Русско-турецкий словарь > говорить

  • 15 alias

    adv. diğer adıyle, başka bir deyişle
    ————————
    n. takma ad, başka ad
    * * *
    1. diğer ismiyle 2. öteki ad
    * * *
    ['eiliəs] 1. noun
    (a false name: What alias did the crook use this time?) sahte ad
    2. adverb
    (otherwise known as: John Smith, alias Peter Jones.) namı diğer, takma adı ile

    English-Turkish dictionary > alias

  • 16 Wort

    Wort n <Worts; Wörter> kelime, sözcük; <-s; -e> söz, laf;
    ein gutes Wort einlegen für b-nden yana bir şey söylemek;
    Wort für Wort kelimesi kelimesine;
    jemandem ins Wort fallen b-nin sözünü kesmek;
    jemanden beim Wort nehmen b-nin sözünü senet saymak;
    sein Wort brechen sözünden dönmek, sözünü tutmamak;
    sein Wort geben söz vermek;
    sein Wort halten sözünü tutmak, sözünde durmak;
    das Wort ergreifen söz almak;
    geflügelte Worte özlü sözler;
    in Worte fassen dile dökmek;
    mir fehlen die Worte ifade edecek kelime bulamıyorum;
    nicht zu Worte kommen ağız açmaya fırsat bulamamak;
    mit anderen Worten başka (bir) deyişle

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Wort

  • 17 andere

    andere(r, s) pron
    1) ( verschieden) başka, ayrı, diğer, öteki, öbür;
    mit \anderen Worten yani, diğer bir deyişle;
    \andere Kleider anziehen başka giysi giymek, üstünü değiştirmek;
    ein \anderes Mal başka bir zaman;
    das ist etw \anderes bu başka [o ayrı] (bir) şeydir;
    kein \anderer başka hiç kimse;
    nichts \anderes als -den başka (hiç) bir şey;
    alles \andere als -den başka her şey;
    zum einen..., zum \anderen... bir yandan..., diğer yandan ise...;
    ich bin \anderer Meinung ben başka fikirdeyim;
    alle \anderen ötekilerin hepsi;
    es blieb mir nichts \anderes übrig yapacak başka bir şeyim kalmadı;
    es bleibt mir nichts \anderes übrig, als selbst hinzugehen oraya bizzat gitmekten başka çarem kalmadı;
    unter \anderem bunlardan başka;
    der eine oder \andere içlerinden biri;
    der eine..., der \andere... biri..., diğeri...;
    und vieles \andere mehr ve başka bir çok şey daha;
    es kam eins zum \anderen bir olayı başka bir olay izledi, olaylar arka arkaya geldi;
    jemand \anderes başka birisi;
    einer nach dem \anderen teker teker;
    eins nach dem \anderen sırayla;
    \andere Saiten aufziehen ( fig) gemini kısmak, sıkıya almak;
    sich eines \anderen besinnen fikrini değiştirmek
    2) ( folgend)
    von einem Tag auf den \anderen bir günden ötekine;
    am \anderen Morgen/Tag ertesi sabah/günü

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > andere

  • 18 ausdrücken

    ausdrücken <-ge-, h>
    1. v/t Zigarette söndürmek; (äußern) ifade etmek, anlatmak;
    ich weiß nicht, wie ich es ausdrücken soll nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum;
    anders ausgedrückt başka bir ifadeyle/deyişle
    2. v/r: sich ausdrücken kendini ifade etmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > ausdrücken

  • 19 in other words

    bir başka deyişle

    English-Turkish new dictionary > in other words

См. также в других словарях:

  • atışma — is. 1) Atışmak işi Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. R. Erduran 2) ed. Saz şairlerinin deyişle tartışmaları …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»